Necip Fazıl Kısakürek Sözleri
Zahirde dalaleti olmayan batın, hür ve müstakildir. Hesaba çekilemez. 19535
Necip Fazıl Kısakürek | özgürlük | hürriyet |
Kendi kendimizin altında kalmamalıyız ki, cemiyetin üstüne çıkalım. 17293
Necip Fazıl Kısakürek | altta kalmak | üste çıkmak | kendi |
Devler gibi eser vermek için karıncalar gibi çalışmak gerekir. 17065
Necip Fazıl Kısakürek | eser | eser vemek | çalışmak | karınca |
Stadyumları dolduran on binlerce insan; "gol" diye bağırmak yerine, aynı heyecanla "ol" diye haykırsalardı, memlekette halledilmeyecek mesele kalmazdı. 16730
Necip Fazıl Kısakürek | insan | toplum | duyarlılık | sorumluluk |
Camiler serbest ama bütün yolları yasak. Onlar meydana hâkim, biz camide tutsak. 16503
Necip Fazıl Kısakürek | cami | mabet |
Vergi tahsildarıyla, jandarma çavuşunu halka sevdirebilmiş hükümet, dört yapraklı murat çiçeği gibi bir şeydir. 15188
Necip Fazıl Kısakürek | hükümet | politika | siyaset |
Ahlak düzeni sağlam olmayan toplumlar, ruhlarında arta kalmış vahşet duygusunun da etkisiyle başa çıkamadıkları soyguncularına hayranlık duyarlar. 14790
Necip Fazıl Kısakürek | ahlak | toplum | soyguncu | hayranlık |
Düşmandan kurtulmaktan daha mühim bir şey vardır. O da kurtarıcılardan kurtulmak. 13575
Necip Fazıl Kısakürek | kurtarıcı |
Bu gece yarısında iki kişi uyanık; biri benim, biri de uzayan kaldırımlar. 12223
Necip Fazıl Kısakürek | gece | ben | kaldırımlar |
Çareyi tedbirde sanmak ne gaflet! Deveni hem bağla, hem tevekkül et. 12196
Necip Fazıl Kısakürek | tedbir | tevekkül | gaflet |
Sırma renginde pislik, dünyanın süsü püsü; bende tek aziz eşya, annemin başörtüsü. 12151
Necip Fazıl Kısakürek | eşya |
Çile kapısından erişilecek dünyayı bilseydin, yatağını yorganını satardın. 11949
Necip Fazıl Kısakürek | dünya | bilmek | zahmet |
Felsefe bulmanın yolu, oyunu aramanın yoludur. 10801
Necip Fazıl Kısakürek | felsefe |
Yumruk, kafaya tabi olmak zorundadır. 9729
Necip Fazıl Kısakürek | kafa |
Renkleri ince ince ne anlatırsın köre, konuşun insanlarla akıllarına göre. 8794
Necip Fazıl Kısakürek | renk | konuşmak |
Sevgilerin en büyüğü; bir ömür boyu sürendir, vefasızların en büyüğü; sevdiğini terk edendir. 8177
Necip Fazıl Kısakürek | sevgi | vefasızlık |
Akılsız, aklı içinde kalandır. 7935
Necip Fazıl Kısakürek | akılsız | akıl |
Zehirle pişmiş aşı yemeye kimler gelir? Dilsizce, yalnız Allah demeye kimler gelir? 7776
Necip Fazıl Kısakürek | Allah |
Kökünü beğenmeyen dal ve dalını beğenmeyen meyve, olmadan çürür. 7748
Necip Fazıl Kısakürek | beğenmemek | meyve |
Samimiyet, edep sınırlarını aştığında laubalilik olur. 7269
Necip Fazıl Kısakürek | samimiyet | edep |
Şahsiyeti olmayanın, hiçbir şeyi yoktur. 6573
Necip Fazıl Kısakürek | şahsiyet | kişilik |
Tohum ek, vermezse toprak utansın. 6278
Necip Fazıl Kısakürek | toprak | tohum | utanmak |
Taş ihtiyarlar, servi çürür, ölüm yıpranmaz. 5535
Necip Fazıl Kısakürek | ölüm |
Yollar bir yumaktır, uzun dolaşık. 3279
Necip Fazıl Kısakürek | yol |
Beni bir ben anlarım bir de beni Yaradan, bana bir ben lazımım bir de beni anlayan... 2169
Necip Fazıl Kısakürek | Yaradan | anlamak | anlaşılmak |
Aşk korkuya pençe, korkuda aşka perde; Allah'tan nasıl korkmaz insan onu sever de... 2094
Necip Fazıl KISAKÜREK | aşk | Allah | korku | sevgi |