Kâşgarlı Mahmud Sözleri
Aslan kocayınca sıçan deliği bekler. 25843
Kâşgarlı Mahmud | aslan | yaşlılık |
Kuş kanadıyla, adam atıyla. 18824
Kâşgarlı Mahmud | adam | at |
Kurt komşusunu yemez. 18673
Kâşgarlı Mahmud | kurt | komşu |
Çifte kılıç, kına girmez. 17630
Kâşgarlı Mahmud | kılıç | yönetim |
Bir karga ile kış gelmez. 17346
Kâşgarlı Mahmud | mevsimler | kış | karga |
İnsan şişirilmiş tulum gibidir, ağzı açılınca söner. 15956
Kâşgarlı Mahmud | insan | konuşmak |
Delikli inci yerde kalmaz. 15792
Kâşgarlı Mahmud | inci |
Helalin adı kaldı, onu gören yok. Haram kapışıldı, hala doyan yok. 15298
Kâşgarlı Mahmud | helal | haram |
Irak yerin haberin kervan getirir. 14141
Kâşgarlı Mahmud | haber |
Bıksan yine yağ, yaksa yine güneş iyi. 13303
Kâşgarlı Mahmud | güneş |
Kelin geleceği yer, takkeci dükkânıdır. 11774
Kâşgarlı Mahmud | dükkân |
Bu ikbale inanma; elinden gelince iyilik et; ikbal bugün sendeyse yarın başkasındadır. 9895
Kâşgarlı Mahmud | ikbal | iyilik |
Toy at olunca at dinlenir, çocuk adam olunca ata dinlenir. 9197
Kâşgarlı Mahmud | at | çocuk |
Avcı nice âl (tuzak, hile) bilirse, ayı da onca yol bilir. 9178
Kâşgarlı Mahmud | avcı | hayvanlar |
Ateş dumansız, delikanlı günahsız olmaz. 9157
Kâşgarlı Mahmud | ateş | duman | genç | günah |
Kuru kaşık ağza, kuru söz kulağa yaraşmaz. 8560
Kâşgarlı Mahmud | söz |
İşaret olsa yol şaşırılmaz, bilgi olsa söz saptırılamaz. 8548
Kâşgarlı Mahmud | yol | söz |
Var bakır, yok altın. 6042
Kâşgarlı Mahmud | bakır | altın |
Dil ile düğümlenen, diş ile çözülmez. 5132
Kâşgarlı Mahmud | düğüm | dil | diş |
Dağ kement eğemez. 4485
Kâşgarlı Mahmud | dağ |
Ahmak misafir, ev sahibini ağırlar. 4016
Kâşgarlı Mahmud | ahmak | misafir |
İyi adamın kemikleri erir, adı kalır. 3588
Kâşgarlı Mahmud | iyi | adam |
Deve yükü aş olsa, aç olana az görünür. 3058
Kâşgarlı Mahmud | aş | yemek | aç | açlık |
Aceleci sinek süte düşer. 2870
Kâşgarlı Mahmud | aceleci | acelecilik | sinek |
Yaş ot yanmaz. 2780
Kâşgarlı Mahmud | bitki |
Ağılda oğlak doğunca, derede otu biter. 1971
Kâşgarlı Mahmud | rızık | nasip |