İmam-ı Rabbani Sözleri
Ruh, bedeni sevince önceden bağlı olduğu Allah'ı ve kendini unuttu. Bedenin kötü arzularından vazgeçip Allah'a dönenler kurtuldu. 19029
İmâm-ı Rabbânî | ruh | beden | Allah |
Fena hasıl olmadıkça, beka bulunmaz. 18384
İmâm-ı Rabbânî | kötü |
Sohbeti, ganimet bilmelidir. Sohbetin üstünlüğü, bütün üstünlüklerin ve kemalin üstündedir. 17528
İmâm-ı Rabbânî | sohbet |
Kalbin selameti, onun Allah'ı unutturan her şeyi terketmesine bağlıdır. 16782
İmâm-ı Rabbânî | kalp |
Olgun iman sahibi; güzel ahlaklı ev halkına lütfu, ihsanı, şefkati çok olan kimsedir. 15728
İmâm-ı Rabbânî | iman |
İhlas ile yapılan küçük bir iş, senelerce yapılan ibadetler gibi sevap hasıl eder. 15588
İmâm-ı Rabbânî | ihlas |
İhlas ile uzun yılların ameli, kısa zamanda ele geçer. 15587
İmâm-ı Rabbânî | ihlas |
İhlas elde etmeye çalışanlara muhlis denir, ihlası adet haline getirenlere muhlas denir. 15586
İmâm-ı Rabbânî | ihlas |
Nafile ibadetlerin farzlar yanında kıymeti, okyanus yanında bir damla su gibi bile değildir. 15369
İmâm-ı Rabbânî | ibadet | farz |
Kemalin ilk derecesi; kötülenmekte, övülmekte kendisi için eşit olmaktır. 15333
İmâm-ı Rabbânî | olgunluk |
Aranan hazinenin yolunu gösterdim sana, belki sen kavuşursun biz varamadıksa da. 14816
İmâm-ı Rabbânî | hazine |
Gül bahçemi gör de, baharımı anla. 13146
İmâm-ı Rabbânî | gül | bahar |
Küçük günaha devam eden büyük günaha, büyük günaha devam inançsızlığa götürür. 12406
İmâm-ı Rabbânî | günah |
Talebe hocasının yanında, cenaze yıkayıcısının elindeki ölü gibi olmalıdır. 11000
İmâm-ı Rabbânî | talebe | öğrenci |
İstemek, kavuşmanın müjdesidir. 9395
İmâm-ı Rabbânî | arzu | heves | istemek |
Allah'tan korkan, ilmi kadar söz söyler. 8485
İmâm-ı Rabbânî | söz | konuşmak |
Hak Teâla'nın düşmanlarından kaçındığı için, İbrahim a.s.'ın şanı yüksek olmuştur. 6947
İmâm-ı Rabbânî | şöhret |
Yayılmış olan günahın, tövbesini de yaymak lâzımdır. 6298
İmâm-ı Rabbânî | günah | tövbe |
Allah'a emrine teslim olmakla yaklaşılabilir; düşünmekle, hayal ile değil. 5955
İmâm-ı Rabbânî | Allah |
Malı zarardan korumanın ilacı, zekâtını vermektir. 5245
İmâm-ı Rabbânî | zekât | mal |
Zatı memduh olanın, sıfata ihtiyacı yoktur. 3449
İmâm-ı Rabbânî | övgü |