bütün ile ilgili güzel sözler
Anne rızasını almak, bütün hayırların başıdır. 28927
Bâyezid-i Bistâmî | anne | ana |
Hayatın tamamını anlamalısın, sadece küçük bir parçasını değil. İşte bu nedenledir ki okumalısın, bu nedenledir ki göğe bakmalısın, bu nedenledir ki şarkı söylemeli, dans etmeli, şiirler yazmalı ve acı çekmeli ve bütün bunların yaşam olduğunu anlamalısın. 28803
Jiddu Krishnamurti | hayat | yaşam |
Cemiyetimizde "yuvarlak insan" olmak öyle rahat; "köşeli" kalabilmekse o kadar güç ki! Bütün şartlar size renksiz olmanızı; şahsiyetinizi, prensiplerinizi bir kenara bırakmanızı; hiç bir fikre, hiç bir ideale bağlanmamanızı emrediyor. 28772
Mehmet Çınarlı | kişilik | karakter | toplum |
Aşkın bittiği yerde bütün kusurları görürüz. 28757
John Ray | aşk |
Söz bir incidir ki onun denizi gönüldür ve gönül bütün anlamları kendisinde toplar. 28718
Ali Şir Nevai | söz | gönül |
Onurun bir bedeli yoktur... İnsan küçük tavizler vermeye başlayınca, sonunda hayat bütün anlamını yitirir. 28677
José Saramago | taviz | taviz vermek | göz yummak | onur | hayat |
İster beğenelim ister beğenmeyelim, bütün dinlerin varoluşunun tek gerekçesi ölümdür; onlar da bizim ekmek yemeye duyduğumuz ihtiyaç kadar ölüme ihtiyaç duyarlar. 28675
José Saramago | din | ölüm |
Ey insan! Senin bütün sermayen, dünyadaki bir kaç günlük ömründür. Bu günler mutlaka gelip geçecek, hatta birçoğu geçti. O halde hiç olmazsa geride kalanlarının kıymetini bil. 28608
Süfyân-ı Sevrî | ömür | hayat |
Sevmek çok büyük bir acıdır, özlemek de bir acıdır; ama bütün acıların içinde en büyüğü sevmektir, ama boşuna sevmek. 28567
Abraham Cowley | sevmek |
Birkaç çocuğun içinde hangisinin büyük adam olacağını anlamak istiyorsanız, bütün çocukları toplayarak kendilerine etkili bir hikaye anlatın. Hangisi ağlarsa büyük adam olacak. 28555
Şemseddin Sâmi | çocuklar | çocuk |
Aşk, bir başka varlığın varlığını bütün benliğiyle hissetmektir. 28434
Simone Weil | aşk |
Tek bir yalan, bütün bir dürüstlük itibarını yerle bir eder. 28315
Baltasar Gracian | yalan | itibar |
Giyim, bütün kadınların büyük meselesi, bazılarının ise sabit fikridir. 28043
Alphonse Karr | giyinmek | giysi |
Ben, bütün işler sona erene kadar yapmaya devam edenlerdenim. 28036
Wolfgang Amadeus Mozart | iş | yapmak |
Gerçek dost, dostunun mutluluğuyla coşar, onun bütün sevinçleriyle sevinir ve ona en iyi tavsiyeyi vermeye hazırdır. 27927
Herodot / Herodotos / Herodotus | dost | dostluk |
İnsanların bütün kazanımları, teşebbüsün meyvesidir. 27924
Herodot / Herodotos / Herodotus | girişim |
Eğer bütün insanlık dertlerini, onları takas etmek düşüncesiyle pazara götürseydi, komşusunun derdini gören herkes kendi derdiyle evine dönmekten mutluluk duyardı. 27909
Herodot / Herodotos / Herodotus | dert | üzüntü |
Bir olguyu ölçebildiğiniz zaman, üzerine bir bilim inşa edilebilecek bir temele sahip olursunuz; aslında bütün bilimler ölçüme dayanır. 27839
Alexander Graham Bell | ölçmek |
Eğitimin bütün amacı aynaları pencereye dönüştürmektir. 27733
Sydney J. Harris | eğitim |
İnsanlar bir adamın bütün hayatının bir tek kitapla değişebileceğinin farkında değiller. 27638
Malcolm X | kitap | kitaplar |
Eksiksiz hakikat yoktur; bütün hakikatler yarı hakikattir; onları eksiksiz hakikat olarak ele almak, her şeyi alt üst eder. 27411
Alfred North Whitehead | hakikat | gerçek | gerçekçilik |
Allah'ın bütün takdirleri, mümin için hayırlıdır. 27086
Muhammed el-Bakır | kader |
Bütün halklar hem iyi hem de kötü bireylerden oluşur ve bir kaç kişinin eylemlerine dayanarak bütün bir toplumu yargılamak mümkün değildir. 27011
Anacharsis | toplum | halk |
Sevmek, onunla birlikteyken bir bütün olmak değil; o yokken yarım kalabilmektir. 26982
Georg Wilhelm Friedrich Hegel | sevmek |