Ali Suad Sözleri
Bazıları beyinlerini ihmal ettikleri kadar midelerini ihmal etselerdi, açlıktan ölürlerdi. 17400
Ali Suad | beyin | mide |
"İnanıyorum" diyoruz. Acaba, günümüzde ne kadarını "inandığımız yaşayarak" geçiriyoruz? 15767
Ali Suad | inanamak | yaşantı |
Bazı fikirler hırsızdır, insanın aklını çalar. 13636
Ali Suad | fikir | düşünce |
Gözyaşı ruhumun aşısıdır. 12908
Ali Suad | gözyaşı |
Meşhur safsatalar kadar keşfedilmemiş hakikatlerde vardır. 12713
Ali Suad | hakikat | gerçek | yalan |
Eğriye "eğri" bakan, eğriyi "düz" görür. 11361
Ali Suad | eğri | düz | bakmak |
Çocuklar ne yaramazdır, ne şımarık. Onlar sadece çocukturlar. 10614
Ali Suad | çocuk | çocuklar | çocukluk |
Allah, insanlara cehenneme gitme özgürlüğü de vermiştir. 10349
Ali Suad | cehennem |
Benlerimiz "ben"liğimiz kadar artsaydı, beyaz insan kalmazdı. 10105
Ali Suad | ben | benlik |
Bilmeyene güneş de karanlıktır. 10053
Ali Suad | bilmek |
İnanmayan "bilgin", inanan "bilmez" den daha cahildir. İmanın cahili olan, neyin alimidir? 10029
Ali Suad | bilgin | cahil | inanç |
Aramak, bulmak kadar değerlidir. 9328
Ali Suad | aramak |
Amaçsız bir yaşamın, anlamsız bir sözcükten ne farkı var? 9241
Ali Suad | amaç | yaşam | hayat | maksat |
Avcı kısmetini avlar. 9177
Ali Suad | avcı |
Aklın önünde kuşku, ilme yol aralar; geçerse nefsin eline, kalbi yaralar. 7962
Ali Suad | akıl | kuşku | şüphe |
Akılsıza sır verme, öttürmesi için düdük verdin sanır. 7939
Ali Suad | akılsız | sır | gizlilik |
Ağacından düşen yaprak, rüzgarların oyuncağı olur. 7724
Ali Suad | yaprak |
Şeytanın sermayesi hile, kârı günahkârdır. 6719
Ali Suad | günahkâr | şeytan |
Şahsiyet, hakka bakış açısıdır. 6571
Ali Suad | şahsiyet |
Başsız ayakların yolu bitmez. 6411
Ali Suad | liderlik | baş | ayak |
Bir atoma giremeyen "tesadüf", hayatımıza girebilir mi hiç? 5798
Ali Suad | tesadüf | hayat |
Belalardan kurtulamayız, fakat hafifletebiliriz; ders alarak. 4175
Ali Suad | bela | musibet | ders almak |
Bazen affetmek de bir cezadır. 3758
Ali Suad | affetmek | bağışlamak |
Eşit davranarak değil, hakkını vererek "adil" olunur. 3729
Ali Suad | adil olmak | adalet | adaletli olmak |
Aç beden dünya işinde, aç ruh ahret işinde yavaştır. 3546
Ali Suad | aç | açlık | dünya | ahiret |
Yücelmek, yücelere gönül vermekle başlar. 3379
Ali Suad | gönül vermek |