Ahmet Haşim Sözleri
Günün doğma saati, neşe ve umudun başlangıcıdır. 19353
Ahmet Haşim | gün | neşe | umut |
Eti tadan köpek, artık kuru ekmeğe dönmez. 18318
Ahmet Haşim | köpek | hayvanlar |
Manasız anlaşılan bir şiir, bütün güzelliğini kaybetmiştir. 16564
Ahmet Haşim | şiir |
Mana araştırmak için şiiri deşmek, terennümü yaz gecelerinin yıldızlarını raşe içinde bırakan hakir kuşu eti için öldürmekten farklı olmasa gerek. 16560
Ahmet Haşim | mana | şiir |
Sırf ahlaki bir endişeye tabi olarak kadınları mümkün olduğu kadar açık saçık görmeyi tercih ettiğimi itiraf ederim. Çıplak kadın tamamıyla zararsızdır. 16141
Ahmet Haşim | kadın |
Güzel, yalanın çocuğudur. 13442
Ahmet Haşim | güzel | yalan |
Neşe ve umutlar, günün doğması ile başlar. 13113
Ahmet Haşim | neşe | umut | ümit |
Aşk ve kahramanlık, iki kardeştir. 9589
Ahmet Haşim | aşk | kahramanlık |
Aşk değişmeyince ölür. 9473
Ahmet Haşim | aşk |
Aşık, yüz bulamayan adamdır. 9419
Ahmet Haşim | aşk |
Bazı amaçlar o kadar değerlidir ki, o yolda mağlup olmak bile zafer sayılır. 9243
Ahmet Haşim | amaç | zafer | maksat |
Sevmeyi bilmeyen, ölmeyi de bilmez. 8321
Ahmet Haşim | sevmek | ölmek |
Her dilde; şiirin konusu zevce değil, sevgilidir. Kahramanı zevce ve konusu evlilik olan hikayeden daha tatsız ne olabilir? 8209
Ahmet Haşim | şiir | sevgili |
Fecir saati, neşe ve ümidin başlangıcıdır. 7058
Ahmet Haşim | sabah | saat |
Türk sanatının muhabbeti, bana "tabiat" muhabbetini öğretmiştir. 6357
Ahmet Haşim | Türk sanatı | sanat |
Arkaya baka baka, yere yuvarlanmaksızın, istenilen istikamette kaç adım gidilebilir? 5936
Ahmet Haşim | gitmek | geçmiş | mazi |
Ne yazık ki vücudun çökmesi, zekânın olgunluk zamanına rastlar. 4108
Ahmet Haşim | vücut | zekâ |
Acılar gece çözülür. 2926
Ahmet Haşim | acı |
Zekâ -nar, ayva ve portakal gibi- geç renk ve koku kazanan bir sonbahar mahsulüdür. En az kırk sene güneşte pişirmeden bu asil meyve ballanmıyor. 247
Ahmet Haşim | zekâ |